top of page

Korona Virüs Günlerinde Pazarlama Tavsiyeleri - 2


Korona Virüs süreci ile olan imtihanımız yaşamın her kulvarında devam ediyor. Her kulvar derken öyle laf olsun diye demiyorum.


Şöyle düşünün; sanki olimpiyatlara katılmışız, aynı anda 200 mt ve maraton koşma görevini bize vermişler, 200 mt bitiş çizgisini geçince durma oradan maratona devam et, 1.5 km sonra bir gülle atma alanı göreceksin orada yerde gördüğün gülleyi elinde metre olan adama doğru fırlat, sonra maratonuna devam et, az ileride sağda olimpik havuz göreceksin, orada da 100 mt kelebek yüz çık kurumadan maratona devam et maraton bitiş çizgisini geçerken de yüksek atla.


An itibariyle tam da durumumuz bu. Dışarıda dolaşan Korona virüsüne karşı fiziksel ve psikolojik mücadele veriyoruz. Çocuklarımızı, büyüklerimizi ve tabi ki kendimizi düşünüyoruz. Sucu kapıyı çaldığında hayatı film şeridi gibi gözünün önünden geçen insanlar var.


Bütün bu yaşama mücadelesinin yanında, ev ortamında şirketlerimiz için ekonomik krizden en az hasarla çıkması için üstün çaba gösteriyoruz. Yönetim Kurulu’na sunum yaparken aynı anda çocuğunun poposunu silmek artık bir Hollywood efsanesi değil.  


Her ne kadar önemli bir kriz içerisinde yaşıyor olsak da ev içerisindeki rutinlerimizin devam ediyor olması aslında markaların iletişimine hazır ve açık olduğumuzu gösteriyor. Serbest geziyorken bir anda kümesteki tavuğa döndük, bu kadar önümüze ne konsa yiyecek vaziyetteyken, markalar bundan yeterince yararlanıyor mu? 


Geçen hafta değerli bir arkadaşımdan aldığım bilgi, önemli bir Pazar Araştırma firmasının yaptığı çalışmaya göre kriz dönemlerinde iletişimini kesmeyen firmalar durumlar normale dönünce en hızlı toparlayanlar oluyormuş. Aslında hep dediğimiz gibi tüketim varsa pazarlama da vardır ve siz o tüketimden kriz esnası ve sonrası gerçekleştirdiğiniz doğru pazarlama aksiyonu kadar payınızı alırsınız.


Peki bu iletişimi yapmazsanız? Alabileceğiniz en gerçekçi aksiyon yıldız kaydığında şirketinizin hasar görmemesini dilemek olur.   


Bazı orta ve küçük ölçekli firmalardan şunu duyuyorum, Coca Cola’nın bile iletişimini kestiği noktada bizim iletişim faaliyetlerine girmemiz lüks olur diyorlar.


Buradaki tek lüks, marka iletişimiyle ilgili herhangi bir konuda kendi markalarıyla Coca Cola’yı aynı cümlede kullanmak olur. Coca Cola dünyadaki marka gücü ve devasa cirosu sayesinde iletişim bütçesi kullanmazsa ne kadar pazar kaybedeceğini test edebilecek konfora sahip. O yüzden her marka kendinden uzak sektör ve markalarla kıyaslama yapma yerine kendi gerçeklerine bakıp analizini yapması gerekmektedir.


İlk bölümde ne demiştik, iletişimimizi kesmeyelim ama doğru iletişim stratejisini doğru analiz yaparak kurgulayalım.


FMCG kanalının büyükleri nerdeyse artık anlık olarak tüketicinin nabzını ölçerek ilerledikleri için tüketicinin ne istediğini bilerek iletişime geçiyorlar. Bu yüzden hata yapma olasılıklarını minimuma indiriyorlar.


FMCG kanalı haricindeki iletişimi sürdüren markalara baktığınız zaman ağırlıklı olarak durum analizi yapmadan kullanma kılavuzuna göre ilerleyip, genellikle başarısız bir iletişim sergilediklerini net olarak görebilirsiniz.