top of page

PT Barnum Kafasıyla: Korona Sürecinde Pazarlama


Tarihte büyük krizlerden büyük başarılarla çıkmış markaları araştırdım. Karşıma çıkan en ilginç örnek P.T. Barnum’un kendi adıyla yarattığı sirk markası oldu.


Barnum 15 yaşında babasını kaybettikten sonra 8 kişilik ailesinin geçimiyle ilgilenmek zorunda kalıyor. Birçok farklı girişimde bulunuyor. Bir keresinde gazete yayınlamaya başlıyor ve 3 kez yalan haberden tutuklanıyor. İş denemeleri başarısız olsa da biriktirdiği para bitik haldeki Amerikan Müzesini satın almaya yetiyor.


En Büyük Kriz: En Büyük Fırsat


İşte Barnum’un hikayesinin bizim hikayemizle kesiştiği noktada tam burası. Barnum müzeyi 1837’de başlayan büyük ekonomik krizin etkilerinin sürdüğü dönemde satın alıyor. Ekonomik Krize rağmen burada alışılagelmiş sergilerin yerine, heyecan verici gösteriler düzenleyerek ve absürt karakterleri sergileyerek müzeyi bir eğlence merkezi haline dönüştürüyor.


82 milyon bilet


Barnum pazarlama başarısıyla sunduğu bütün bu gösteriler için tam 82 milyon bilet satıyor. 1800’lü yılların şartları için muazzam bir rakam bu. Peki Barnum kriz zamanlarında temellerini attığı bu büyük başarısıyla, içinde bulunduğumuz korona süreci için bize ne mesajlar veriyor. 4 maddede toplayabiliriz.


1. Beklenmeyeni yapın.


Hedef kitleyi şaşırtın, beklenmeyeni sunun onlara. Barnum şok etkisi yaratarak anormal olanı fenomene dönüştürdü. Toplumun dışlanmışlarını keşfetti ve onları ulusal ünlüler haline getirdi.


Burada aslında bize verdiği güzel bir ders var.


Marka hikayenizde şok faktörü kullanın


Barnum bize, alışılmadık bir değişiklik yaparak, hedef kitlemizin "merakını nasıl uyandırabileceğimizi" ve bu sayede nasıl dikkatlerini çekebileceğimizi gösteriyor.


Standart ezberlenmiş iletişim dilinin dışına çıkın.


Artık her sektörün genelinde kalıp bir reklam filmi var, üstünde sadece oyuncular ve logolar değişiyor. Basılı yayın reklamı, dış mekân reklamları, online bannerlar %99’u standart.


Bu tüketicide reklam körlüğü yaratıyor. Tüketici reklamı gördüğü halde markayı algılamıyor. Televizyondaki bir 5 dakikalık bir reklam kuşağı bittiğinde, üç tane reklam sayamıyoruz. Çünkü;